25 Ocak 2014 Cumartesi

Yeni Putlar


  Yeni put, kahramanları şeref sahibi olanları ister etrafında! Memnuniyetle güneşlenir, iyi vicdanların ışığında, - o soğuk hilkat garibesi!
  Bu yeni put, ona taptığınız müddetçe, vermek ister her şeyini size: Böylece satın alır kendine, erdemlerinizin parıltısıyla mağrur gözlerinizin bakışını.
  Lüzümsuzları tuzağa düşürmek ister o! Evet, cehennemi bir sanat eseri icat edildi burada; bir ölüm atı, ilahi payelerin süslü koşum takımı içinde tangırdayan.
  Evet, niceleri için, kendini hayat olarak öven bir ölüm icat edilmiştir burada; hakikaten tüm ölüm vaizlerine canı gönülden yapılan bir yardımdır bu!
  Devlet derim, iyilerin ve kötülerin, tüm zehir içenlerin bulunduğu yere: devlet derim, iyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği yere: devlet derim, herkesin ağır ağır intiharlarına - "hayat" denilen yere.
  Şu lüzumsuzlara bakın hele! Çalarlar eserlerini kâşiflerin, hazinelerini bilgelerin: "yüksek öğrenim" diye tanımlarlar hırsızlıklarını - ve her şey bir hastalık, bir dert haline gelir onlar için.
  Şu lüzumsuzlara bakın hele! Hastadırlar daima, kusarlar safralarını ve buna gazete derler; Yutarlar birbirlerini ve hazmedemezler üstelik.
  Şu lüzumsuzlara bakın hele! Servet edinirler, edindikçe züğürleşirler. Güç, ama öncelikle gücün kaldıracı olarak çok para isterler, - şu lüzumsuzlar!
  Tırmanışlarına bakın hele, şu çevik maymunların! Birbirlerinin üzerine basarak yükselmeyi istemekteler, böylelikle batağa ve uçuruma sürüklemekteler birbirlerini.
  Tahta ulaşmak ister hepsi de: bu da divanelikleri onların - sanki tahta oturmuş gibi saadet! Bataklık vardır oysa çoğu kez tahtın üzerinde - hatta çoğu kez bataklık üzerindedir taht. Hepsi divane bunların, şu tırmanan maymunlar ve onların açgözlülükleri. * Pek fenadır kokusu putlarının, o soğuk hilkat garibesinin: pek fena kokar şu putperestlerin hepsi. Kardeşlerim, boğulmak mı istersiniz ağızlarının, ihtiraslarının sisinde? Evladır oysa camı çerçeveyi kırıp, boşluğa atlamak!
  Çekilin yolundan fena kokunun! Kaçıp kurtulun bu lüzumsuzların putperestliğinden!
  Çekilin yolundan fena kokunun! Kaçıp kurtulun şu insan kurbanlarının dumanından!
  Hala açık yeryüzü yüce ruhlara. Boş duruyor hâlâ, etrafında sakin denizlerin kokusunun estiği pek çok yer, yalnızlar ve yalnız çiftler için.
  Hâlâ mümkün yüce gönüller için hür bir hayat. Hakikaten, mülkü az olanın, tutkusu da az oluyor: küçük yoksulluk çok yaşa!
Devletin bittiği nokta neresi ise, orada başlar; lüzumsuz olmayan insan: orada başlar, lüzumsuzların türküsü, biricik ve yeri doldurulamaz bir şekilde.
Oraya, devletin b i t t i ğ i yere, - şöyle bir bakının kardeşlerim! Görmüyor musunuz ebemkuşağı ve köprülerini üstinsanın?-

                                                                                              Böyle buyurdu Zerdüşt.

     Friedrich W. Nietzsche / Böyle Buyurdu Zerdüşt syf:73,74,75